İnovasyon Fırsatları için Gizli İhtiyaçları Görebilmek

14 Mayıs 2021
Okuma süresi 4 dk

2007 yılının Ekim ayıydı. Brian Chesky ve ev arkadaşı Joe Gebbia, San Francisco’daki küçük dairelerinde bir sonraki kirayı nasıl ödeyeceklerini düşünüyorlardı. Endüstriyel tasarım bölümünden yeni mezun olmuşlardı ve henüz iş bulamamışlardı. Evlerinin yakınındaki bir konferans alanında düzenlenecek ve endüstriyel tasarım ile ilgili bir kongreye katılmak istiyorlardı; ama giriş ücretini verebilecek durumları yoktu.

Daha sonra konferans sebebiyle çevredeki bütün otellerin dolduğunu öğrenince akıllarına bir cin fikir geldi. Bu konferansı kendileri için bir fırsata çevirebileceklerini düşündüler. Evlerinde üç şişme yer yatağı vardı. Bunları kiraya verebilirlerdi. Sonuçta kendileri gibi dar bütçeli ama hevesli tasarımcıların çok olduğunu biliyorlardı. Eğer kendileri başka bir şehirde aynı duruma düşselerdi, kesinlikle böyle bir seçeneğin üstüne atlarlardı.

Airbedandbreakfast.com yani şişmeyatakvekahvaltı.com adlı basit bir web sitesi kurup her yatağı kahvaltı dahil gecelik seksen dolara kiraya vereceklerini ilan ettiler. Beklentileri boş çıkmadı, yataklar hemen kiralandı. Bu deneyimden yola çıkarak, bir iş kurup kuramayacaklarını merak eden ikili bir arkadaşlarını daha yanlarına alıp çalışmaya başladılar. İlk akıllarına gelen iş modellerinin pek ölçeklenebilir olmadığına karar verdiler ve onları rafa kaldırdılar. Bir ara, oda arkadaşlarını eşleştirme üzerine bir hizmet mi versek diye düşündüler. Bu fikir üzerinde bir ay çalıştıktan sonra benzer hizmetlerin var olduğunu fark edip o fikri de çöpe attılar ve tekrar şişme yatak kiralama konsepti üzerine çalışmaya geri döndüler.

2008 yılında Airbnb adını verdikleri bir şirket kurdular. Site, yatak veya oda kiralamak isteyenler ile yataklarını veya odalarını kiraya vermek isteyenleri buluşturan bir platform hizmeti sunuyordu. Ülkedeki başka konferanslarda da hizmetin performansını izlediler ama çok parlak sonuçlar elde edemediler. Yine de Y Combinator adlı yeni girişim kuluçka ve hızlandırma merkezine kabul edildiler. 

Yatırımcı çekmek için yapılan demo günlerinden ilkine kadar şirketi az da olsa kar eder hale getirmek için uğraştılar. Hedef kitlelerinin sundukları hizmete neden bekledikleri şekilde ilgi göstermediklerini araştırdılar. Sitelerinde, yatak veya oda kiraya veren kişilerin ilanları hiç iyi değildi. Açıklamalar yetersiz ve fotoğraflar kötüydü. İlan verenlerin konaklama hizmeti sunmakla ilgili hiçbir deneyimi yoktu. Çoğunun sunduğu ortam ve imkanların düzenlenmesi gerekiyordu. En temelde müşterilerin konaklama hizmeti sunan kişilere ve ilan ettikleri şekilde hizmet alabileceklerine güvenmeleri gerekiyordu. Özetle, Airbnb ekibinin mevcut çözümleri ucuz konaklama imkânı bulmak isteyenleri bu imkanları sunanlarla buluşturma ihtiyacını çözüyordu; ama bağlantılı ihtiyaç sistemini, yani tüm deneyimi, dikkate almıyordu. Bunun üzerine henüz az sayıda olan ilan verenlerle tek tek ilgilenip ilanların iyi fotoğraflar ve detaylı açıklamalarla birlikte profesyonel görünmesini sağladılar. Ev sahiplerine danışmanlık dahi yapıp konuklarına iyi bir deneyim yaşatmaları için destek oldular. Profesyonel ilanlar daha fazla ziyaretçi getirdi. Ziyaretçilerin yaptıkları yorumlar ev sahiplerinin neleri iyileştirmeleri gerektiği konusunda çok yön gösterici oldu. Zamanla iyileşen deneyim tekrar eden kullanımları arttırdı. Mali sonuçları iyileşen Airbnb kısa bir süre sonra altı yüz bin dolarlık yatırım aldı. Sonrasında da çok hızlı bir büyüme sürecine girdi.

İlk başlarda çoğu insanın bu iş fikrine verdiği ilk tepkiler çok olumsuzdu. “Kim başka birinin dairesinde yatak veya oda kiralamak ister ki?” ya da “Kim evine tanımadığı insanları alıp bir odasını vermek ister ki?” Bu insanlar evi “mahrem bir yer” olarak değerlendiriyordu ve güvenlik ve konfor gibi ihtiyaçlar onlar için para ve deneyim gibi ihtiyaçlarının önünde geliyordu. Bundan ötürü de kafalarında pek çok engel beliriyordu. Airbnb’nin alternatifi olarak gördükleri alışıldık otel ve motellerin yanında da Airbnb pek üstün ve anlamlı bir seçenek gibi görünmüyordu. Ama bu kimsenin böyle görmeyeceği anlamına da gelmiyordu. Bazıları için deneyim, keşif ya da para gibi ihtiyaçlar, güvenlik ve konfor gibi ihtiyaçlardan daha ön plandaydı. O yüzden hiç tanımadıkları insanların evlerinde bir şişme yatakta ucuza geceleyebiliyor olmayı değerli gördüler. Hatta bu deneyimin başka artıları da vardı. Seyahat edilen bölgeyi, o bölgenin yerlileri ile bir yerli gibi deneyimlemenin de çoğu insan için kıymetli olduğu ortaya çıktı.

Airbnb’nin karşıladığı ihtiyaçlar ve bu ihtiyaca sahip olan kitle ilk başta görünür vaziyette değildi. Çünkü Airbnb’yi tercih eden müşterilerin önemli bir kısmı için bir otel odası tutmak geçerli bir seçenek değildi. Onlar için Airbnb’nin alternatifi bir tanıdığın yanında kalmak ya da ilgili seyahati hiç yapmamaktı. Airbnb’nin daha sonra yaptırdığı bir araştırmada, Airbnb konuklarının yüzde kırkı eğer Airbnb olmasaydı seyahate çıkmayacağını ya da bir tanıdığın yanında kalabileceğini, ev sahiplerinin neredeyse tümü de Airbnb olmasaydı evlerinin bir odasını veya tamamını günlük olarak farklı insanlara kiralamayı asla düşünmeyeceklerini belirtmişlerdi. Yani Airbnb iki örtülü ihtiyaç keşfetmişti. Airbnb, seyahate çıkmak isteyen bir kitlenin bir bastırılmış örtülü ihtiyacı için, evini veya odasını birilerine kiraya verebilecek bir kitlenin ise bir gizli örtülü ihtiyacı için bir çözüm olarak ortaya çıkmıştı. Bu iki örtülü ihtiyacın bağlantılı olduğu ihtiyaçlar sistemini dikkate alan bir deneyim sunamasaydı şimdiki başarı seviyesine ulaşması mümkün olmayacaktı.  Şimdilerde ise Airbnb’nin açtığı bu alanın ayrı bir sektör haline geldiği söylenebilir. Airbnb zamanla çözümünün çevresindeki deneyimi öyle bir noktaya getirdi ki; artık sunduğu hizmet geleneksel otel müşterileri için bile anlamlı bir seçenek haline geldi.

0 Yorum

Bir İçerik Gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir