Kurumlarda Koçluk

7 Ekim 2021
Okuma süresi 16 dk

Düş Mimarı Sn. Gültekin Doğan sordu, ben de dilim döndüğünce koçluğu kurum içi gelişim programlarımızda nasıl kullandığımızı aktardım.

Ücretsiz erişebileceğiniz, Türkiye’nin ilk ve tek koçluk dergisi “Coach Magazine Turkey“in 4. sayısında okuyabilirsiniz. 

Merhaba Okurum,

Bu kez sizlere “Hayat Yenilenmektir” sloganıyla yoluna devam eden, “Dünya Klasında Üretim” (WCM) metodoloji kapsamında bulunan, tüm otomobil fabrikaları arasında en yüksek puana sahip, dahası Avrupa’daki iki büyük Ar-Ge merkezinden biri olan TOFAŞ’tan sesleniyorum. Şirket aynı zamanda iç pazarda altı markanın temsilciliğini yürüttüğü 350 bin m²’si kapalı, yaklaşık 1 milyon m² alan üzerinde kurulu olan stratejik öneme sahip üretim merkezlerinin başında geliyor.

Yine sizlere bir İK departmanından sesleneceğim. Yanımda 19 yıldır bir fiil İK içinde değişik roller eşliğinde sınırlarını sürekli esneten, şu andaysa “Değişim Yöneticisi, Koç, Takım Koçu ve Kolaylaştırıcı” kimlikleriyle yoluna devam eden Uğur Cem Yıldız var.

Sorularıma geçmeden önce izninizle duygu ve düşüncelerimi aktarmak isterim. Benim gözümde TOFAŞ, bu vatan topraklarının bağrından doğan, yarım asırdır ayakta, başarılı çalışmalara imzasını atan ülkemizin onur kaynağı olan firmalardan birdir. 1968 yılında görünür olan bu köklü kuruluş hâlihazırda 7000 çalışanı için doğrudan, tedarikçi ve bayi ağı ile de çok daha fazla yoldaşına dolaylı olarak ekmek kapısı. Daha da ötesinde doğası gereği üretim yapmaları için yeryüzünde bulunan potansiyel yüklü bireylere yetenek ve becerilerini sergilemeleri için, çağa ayak uydurmaları için, fırsatlar yaratan büyük bir aile. Hem toplumun hem de çalışanlarının yaşam kalitesini yükseltmeyi amaç edinen insan odaklı bir oluşum.

Uğur beye ilk sorumda tam buradan gelsin. İnsani değerleri göz önünde tutan bu şirketin, bu ailenin 19 yıldır içindesiniz. Bu nasıl bir deneyim?

Sizi AC Türkiye’nin etkinliğinde tanıma şansına sahip oldum. Benim için konusuna bu denli hâkim sayılı insanlardan biri olduğunuza inanıyorum. Bu inancımı destekleyense sorulara verdiğiniz tatminkâr cevaplarınız. Özellikle koçluk kavramı sizinle bütünleşmiş gibi. Koçluk sizin için ne demek? Onun bir şekli olsa sizce neye benziyor?

Tofaş’ta iç koçluk uygulamaları ne zaman başladı? Bu geçişi ne tetikledi?

Peki yeni gelişim programlarına koçluğu nasıl entegre ettiniz?

O webinardaki konuşmanızda davranışsal gelişimi nasıl yorumladığınızdan da bahsetmiştiniz. Bu programları oluştururken ki bakış açınızdan da bir miktar bahseder misiniz?

Bu programlarınızda dış koç da kullanıyor musunuz? İç veya dış koç tercih ederken nelere dikkat ediyorsunuz? İç ve dış koçlar birbirlerine göre hangi alanlarda zorlanıyorlar?

Peki koçluk yaklaşımını kurum kültürüne nasıl entegre ettiniz ve bu yaklaşım en çok neyi farklılaştırdı?

Liderleriniz için gerçekleştirdiğiniz koçluk programından biraz bahseder misiniz? Liderlerinize nasıl bir koçluk yaklaşımı aktardınız?

Biraz istatistiki bilgi alsak, kurum içinde yaklaşık kaç tane eğitim almış koç var? Kaç tane koçvari lider vardır?

Organizasyonel değişim ve yenilik uygulamalarında koçluk disiplinini nasıl uyarlıyorsunuz?

Bu arada pandemi sizi nasıl etkiledi. Pandemi dünyayı ilk sarmaya başladığında şirketinizde işleri kolaylaştırmak ve çalışanlarınızı olabildiğince mağdur etmemek için hangi tedbirleri aldınız?

Uğur bey, tıpkı dolu başak gibi belleğinizi kaplayan bilgilerinizi kaleme aldığınız “İnsan Odaklı Tasarım” adlı kitabınızı da sormak istiyorum. Tasarlamak kelimesi beni hep etkiler dahası tasarı bana, gönle doğan o özgün ilhamı ve yaratıcı beyni etkin kullanmayı hatırlatır. Kitabınızı inceledim benim gibi İK kökenli olmayan insanın bile kolayca kavrayabileceği şekilde olabildiğince sadeleştirerek bir model üzerinden örneklerle insan odaklı tasarımı işliyorsunuz. Orada İK’nın ilgi alanına giren ürün, hizmet, sistem ve çalışanların süreci daha mükemmel hâle getirecek şekilde tasarlamanın mümkün olduğundan söz ediyorsunuz. “İnsan Odaklı Tasarım” kitabınız okuyuculara daha farklı nasıl esinlenmelerine vesile olacak, neler söylersiniz?

Coach Magazine dergisinin ilk defa koçlara yönelik ülkemizde çıkıyor olması, sizin koçluk kimliğinizi nasıl etkiledi ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’nin 8. Büyük sanayi kuruluşu olan Türk Otomobil Fabrikası, 450 bin araç üretiminde etkin sorumluluk alan çalışanlarıyla rol model şirketlerden biri olmaya belli ki devam edecek. Neden mi? Özellikle günümüz dünyasını etkisi altına alan pandeminin ilk anından itibaren şirketi koruyan değerleri olduğuna inanırım. Benim gözlemlediğim en önemli değerleriyse, aile kavramı, yeni geleni sahiplenmek, personelin süreç içi adaptasyonu, rotasyonu ve kişisel gelişim fırsatları gibi kurum değerlerine ve ilkelerine bünyesinde taşıyor. Üstelik bu değerleri çalışanlarının zihinlerde ve kalplerinde yaşamaya devam ediyor.

Gelişen bilişim dünyasında, insan ve araçların entegrasyonunda başarılı olan şirketin iç dünyasındaki yansımasını iki koçun gözünden sizlere aktarmaya çalıştık. Burada yer alan tüm bilgiler için TOFAŞ yönetimine ve Uğur beye Coach Magazin adına teşekkürlerimizi sunarız.  

“Hayat Yenilenmektir”

Sevgilerimle,

0 Yorum

Bir İçerik Gönder

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir